21 Aralık 2008 Pazar

Sigara ve Sağlığımız

Sigara ve Sağlığımız

Birçok ölümcül hastalığa neden olan sigara, çok uzun yıllardan beri zevk verici bir alışkanlık ya da daha doğru bir deyişle, bağımlılık maddesi olarak toplumda yaygın olarak tüketilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) sigara bağımlılığını hızla yayılan bir salgın hastalık olarak ele almaktadır. Gerçekten de mevcut olan rakamlara göz atıldığında, tüm dünyada 1,1 milyar kişinin sigara bağımlısı olduğu, erkeklerin yaklaşık % 47, kadınların ise % 12'sinin sigara içtiği ve her yıl dünyada 4,5 milyon insanın sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle yaşamını kaybettiği görülmektedir. Sigara kullanımındaki bu eğilimin devam etmesi halinde, 2030 yılında 10 milyon insan sigaraya bağlı olarak yaşamını kaybedecektir. Yine DSÖ verilerine göre bu ölümlerin yaklaşık % 70'i ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde meydana gelecektir.

Ülkemizde 17 milyon civarında sigara tiryakisi olduğu bilinmektedir. Kadınlarda sigara içme oranı % 28, erkeklerde ise % 57 olarak saptanmıştır. Biz yılda 100.000 yani her 6 dakikada 1 insanımızı sigaraya kurban veriyoruz.

Sigaranın içinde neler vardır ?

Bilindiği gibi sigara tütün, kağıt, filtre ve katkı maddeleri ile imal edilmektedir. Ancak üretim sürecinde pestisidler (tarım zararlısı ilaçları), fertilizer (gübre) ve dezenfektan maddeler de kalıntı şeklinde sigaraya karışmaktadırlar. Sigara dumanında ise 2000'i zehir olmak üzere 4000 çeşit kimyasal madde bulunur.

Sigara dumanında kimyasal maddelerden bazıları :

+Karbonmonoksit: Egzost gazı,
+Arsenik: Zehir imalatı,
+Metanol: Roket gazı,
+DDT: Böcek ilacı,
+Kadmiyum: Araba aküsü,
+Bütan gazı: Tüp ve çakmak gazı,
+Aseton: Kimyasal sökücü,
+Naftalin: Güve ilacı,
+Amonyak: Kimyasal temizleyici,


Sigarada bulunan kanser yapıcı(karsinojen) maddeler :

Sigara dumanında yaklaşık 60 çeşit karsinojen madde vardır.

+ Styrene,
+ Benzen,
+ Nitrozaminler,
+ Formaldehit,
+ Hidralazin,
+ Vinil klorür,
+ Nikel,
+ Kadmiyum,
+ Arsenik,
+ Polonyum,
+ Polisiklik aromatik hidrokarbonlar,
bu karsinojen maddelerden bazılarıdır.

Sigara dumanı
Sigara tiryakisi tarafından yakılan sigara 2 çeşit duman çıkarmaktadır.

1. Ana duman: Sigara tiryakisinin içine çektiği sigaranın ağıza alınan ucundan çıkan dumandır.

2. Çevresel duman: Sigara tiryakisinin içine çektikten sonra dışarı üflediği duman ve sigaranın yanan ucundan yayılan duman çevresel duman olarak adlandırılır. Çevresel duman sigara tiryakisi ile aynı ortamı paylaşan kişilerce solunum yoluyla akciğerlere çekilmektedir. Yapılan araştırmalarda çevresel dumanın da en az ana duman kadar, hatta ondan daha fazla zararlı olduğunu göstermiştir. Örneğin çevresel dumanda nikotin ana dumana göre daha fazladır ve çevresel duman daha fazla karsinojen madde içerir.

Bir kandırmaca : "light" sigara gerçekten zararsız mı ?
Sigara ile başta akciğer kanseri ve KOAH olmak üzere, birçok hastalık arasında doğrusal bir ilişki olduğunun anlaşılmasıyla birlikte, sigara üreticileri tarafından "Sağlığa zararsız sigara" kandırmacasıyla piyasaya sürülen "Light" sigaraların da en az diğer sigaralar kadar zararlı olduğu kısa sürede ortaya çıkmıştır.

Amerikan Federal Ticaret Komisyonu'nun yaptığı ölçümlere göre, light ve ultra light sigaralarda katran miktarı normal sigaralara göre daha düşüktür. Ancak gösterilmiştir ki sigaranın katran miktarındaki 1 mg lık azalma içilen sigara sayısında 2 kat artışa neden olmaktadır. Başka bir deyişle sigara tiryakisi light ya da ultra light sigara kullandığında, sigara sayısını veya sigaradan çektiği nefes sayısını arttırmakta ve böylelikle aynı doz nikotin ve katran almaktadır. Bu durum tabi ki satılan sigara miktarı açısından da üretici firmanın işine yaramaktadır.

Sigaraya bağlı hastalıklar

Sigara günümüzde tüm dünyada her 10 erişkinden birinin ölüm nedenidir. Uzun süre sigara ya da diğer tütün ürünlerini kullananların ömrü bu ürünleri kullanmayanlara göre kısalır. Sigara hemen hemen organizmadaki tüm sistemleri etkileyerek ömrü kısaltmaktadır.

Sigara ve kalp damar sistemi: Sigara daha içildiği anda kalp atım hızında, koroner kan akımında, tansiyonda artmaya neden olmaktadır. Sigaranın kalp üzerine bu etkilerinin yanı sıra, kanın akışkanlığında azalma, pıhtılaşma ile ilgili kan hücresi olan trombositlerin sayı ve fonksiyonlarında artmaya neden olduğu bilinmektedir. Diğer yandan sigara kanda iyi kolesterolü (HDL) azaltıp, kötü kolesterol olarak bilinen LDL'yi arttırarak ateroskleroz gelişmesini kolaylaştırıcı etkide bulunmaktadır. İşte tüm bu faktörler sigaraya bağlı kalp hastalıklarının ortaya çıkmasında kolaylaştırıcı rol oynamaktadırlar. Sonuçta sigara kalp hastalıklarına bağlı ani ölüm, akut myokard enfarktüsü, damar tıkanmaları gibi birçok kalp hastalığının nedeni olabilir. Sigara içenlerde de koroner damar hastalıklarına bağlı ölüm, içmeyenlere göre % 70 daha fazladır. Sigarayı bırakmak koroner damar hastalığına bağlı ölüm oranının hızla düşmesini sağlar.

Sigara ve kanser: Sigara başlıca akciğer, gırtlak, ağız, dil, tükrük bezleri, yutak, dudak, mesane ve yemek borusu kanserlerine neden olmaktadır. Ayrıca sigaranın böbrek, pankreas, mide kanserleri ile de ilişkisi olduğu bildirilmektedir. Tüm bu olgular dikkate alındığında sigara tüm kanserlerin % 30'u ile ilişkilidir. Sigaraya küçük yaşta başlayanlar kansere yakalanma açısından en yüksek riski taşımaktadırlar ve genel olarak sigara içenlerde akciğer kanseri riski içmeyenlere göre 10-20 kat fazladır.

Sigara ve akciğer hastalıkları: Sigara kronik obstrüktif akciğer hastalığının (KOAH) en sık görülen sebebidir ve amfizem olgularının % 80-90'ından sigara sorumludur. Sigara ile solunum fonksiyon testleri arasındaki ilişki çok iyi tanımlanmıştır. Fletcher ve arkadaşlarının 1977'de yapmış oldukları çalışmada; sigara içimi ile solunum fonksiyon testi parametrelerinden biri olan FEV1 arasındaki ilişki incelenmiş ve sonuçta yaşa bağlı olarak FEV1 değerlerindeki yıllık azalmanın, sigara içen grupta içmeyen gruba göre çok daha hızlı seyrettiği, sigarayı bırakanlarda bu ani düşüşün hızını kaybettiği görülmüştür. Sigara astım hastalarında atakları tetikleyici faktörler arasında yer alır. Sigara içen astım hastalarında uygulanan tedaviden sonuç alınması zorlaşabilir. Hamilelik döneminde annenin sigara içmesi bebekte astım ve hışıltılı solunum sıklığının artmasına neden olur. Ayrıca sigara akciğerin savunma mekanizmasında bozukluğa yol açarak sık enfeksiyonlara neden olmaktadır. Spontan yani kendiliğinden gelişen akciğer sönmesi (pnömotoraks) olguları için en önemli risk faktörü sigara kullanımıdır.

Bu sayılanların dışında sigara,
+ Mide ve duodenum ülser görülme sıklığında artmaya,
+ Reflü hastalığına,
+ Diabet ve troid hastalığı gelişme riskinin artmasına,
+ Beyin damar hastalığı riskinin artmasına,
+ Kadınlarda adet düzeninde bozulma ve erken menapoza,
+ Erkeklerde impotansa (cinsel fonksiyon bozukluğu),
+ Osteoporoza,
+ Deride erken kırışıklığa,
+ Katarakt ve diğer göz hastalıklarına,
+ Dış gebeliğe,
+ Hamilelikte içilmesi halinde erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve doğumsal anomalilere,
neden olmaktadır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder