12 Aralık 2008 Cuma

Kranial Kafa Travmaları

Kranial (=kafa) travmalar, ölüm nedenleri arasında önemli bir yer tutmakta ayrıca sakatlığa neden olarak uzun süre bakım gerektirecek durumlara yol açmaktadır. Kranial travmaların etyolojisinde (nedeni) en önemli yeri trafik kazaları almaktadır. Trafik kazaları ile olan kranial travmalar gençlerde daha sık görülmektedir. Kranial travma nedeniyle gerçekleşen ölümlerin %60’ından trafik kazaları sorumludur. Kranial (=kafa) travmalar , kranial fraktürleri (=kafa kırıkları), diffüz beyin yaralanmasını ve fokal beyin yaralanmasını (Beyin kanamalarını) içermektedir. Epidural hematomlar, akut subdural hematomlar ve intraserebral hematomlar, fokal yaralanmalar içinde değerlendirilmektedir. Kranial fraktürler, lineer, kommunike, diastatik, bazal veya depresyon fraktürleri şeklinde olabilir


Depresyon fraktürleri yüksek konsantre enerjilerin sonucunda oluşur. %75’i frontal ve parietal bölgede yerleşmektedir. %50’sinde şuur kaybı öyküsü yoktur, bu grupta mortalite oranı ileri derecede düşüktür. Ancak çoğunluğunu açık kırıklar oluşturmaktadır ve yüksek enfeksiyon riski vardır. Dural laserasyonlar , kontuzyonlar ve hematomlar oluşabilmektedir



Epidural hematomlar (EDH), kafa travmalarının en iyi bilinen ve tedavi edilebilir komplikasyonlarındandır. Prognozu belirleyen en önemli faktörler hastanın operasyona, girmeden önceki bilinç düzeyi, nörolojik muayene bulguları ve bilgisayarlı beyin tomografisinde (BBT) ek intrakranial patolojilerin varlığıdır. Sıklıkla lineer fraktürlerle birliktedir . BBT‘nin (Bilgisayarlı tomografi) kullanılmadığı dönemlerde epidural hematomlu (beyin kanamalı) hastalar için %10-55 gibi yüksek mortaliteler (=ölüm oranları) rapor edilmesine karşın optimal tanı ve tedavi (en iyi şartlardaki) ile mortalite (=ölüm oranları) oranları düşürülmüştür ve neredeyse sıfıra inme ölçüsünde iyileşmiştir.



Akut subdural hematomların büyük çoğunluğu venöz orjinlidir. Köprü venlerdeki yırtılma veya arterial kanalları yırtan serebral kontüzyon ile oluşur. En sık frontal, temporal ve parietal bölgededir. Kranial travmalara bağlı ölümlerin 2/3’ün nedenidir . Mortalite bir çok seride %50’nin üzerindedir. Mortalitenin bu kadar yüksek olmasının nedeni birlikte olduğu parankimal lezyonlardır . Beyin kanamalarında erken tanı ve girişim çok önemli ve yaşam kurtarıcıdır .

İntraserebral hematomlar %80-90 oranında frontal ve temporal bölgelerde görülür. Sıklıkla oksipital ve lateral fraktürlerle birliktedir. Klinik durumu travmanın şiddetine, hematomun büyüklüğüne , gelişim hızına ve lokazasyonuna bağlıdır. Tedaviye yanıtları iyi değildir, mortalite oranları %50-60 seviyesindedir. Hematomun büyüklüğü önemli bir parametredir, klinik durumu ne olursa olsun büyük hematomların boşaltılması gerekir. Çoğunlukla ek kranial lezyonlar vardır .



Akut subdural hematomda birçok seride mortalite oranları %50-90 arasında değişmektedir. Erken cerrahinin önemi büyüktür, ilk 4 saatte opere edilenlerde mortalite(=ölüm) % 30 iken , sonrakilerde (ilk 4 saatten sonrakileri kastediyoruz) bu oran %90’lara çıkmaktadır. Bu sonuçlardan da sağlık organizasyonunu önemi tekrar ortaya çıkmıştır. Triajın etkin bir şekilde uygulanıp, iyi bir sağlık organizasyon sistemi ile erken cerrahi girişime olanak sağlanmalıdır .

Akut subdural hematom (=beyin kanaması) etyolojisinde (=neden), birçok seride, yüksekten düşme ve darp yer almaktadır. Epidural hematomlarda (=beyin kanaması) da birçok seride ilk neden trafik kazaları iken bazı serilerde yüksekten düşme yer almaktadır .Ülkemizdeki trafik kazalarının yoğunluğunun, bu sonuçlardaki etkisini, yadsımamak gerekir .

GKS (Glasgow Koma Skalası:Bilinç seviyesini değerlendirmek için kullanılmaktadır) ile mortalite arasında doğrudan bir ilişki vardır . Ağır kranial travmalarda yani GKS 3-8 olduğu durumlarda mortalite oranı daha da artmaktadır. GKS' nin prognoz ve mortalitenin değerlendirilmesinde önemi büyüktür. GKS 3-8 arasında olan ağır kranial travmalı olgularda mortalite oranları artmıştır. Bu durum ağır kranial travmalı olguların en sık ve mortalite oranın en yüksek olduğu Akut subdural hematomda açıkça görülmektedir.



Kranial travmalarda , değişik serilerde , erkeklerde yoğun olmak üzere ,en sık neden olarak trafik kazası görülmektedir. Ağır kranial travmalarda mortalite oranın yükseldiği de belirtilmiştir. Erkeklerin kranial travmalara maruz kalmaları aktif yaşamın içinde daha çok bulunmalarına bağlanabilir .



Trafik kazaları cerrahi uygulanan kranial (=kafa) travmalarda önemli yer tutmaktadır. Kranial travmalar yüksek mortalite(=ölüm) ve morbitidesi (=sakatlık, hastalık) olan ciddi bir sorundur. Bu sorunun çözümünde erken ve etkin bir cerrahi girişim yanında, koruyucu ve engelleyici hizmetlerinde önemi büyüktür. Acil servise ilk geliş, kayıtlarındaki yetersizlik nedeniyle, travma ile cerrahi uygulanma arasındaki zaman tam olarak tespit edilememiştir; buna rağmen genel kanımız erken cerrahi sonuçların daha iyi olduğu yönündedir.
Kranial travmaların önlenebilmesi için , en sık nedenlerden olan trafik kazalarının engelleyici çalışmaları yapılmalıdır. Kaza sonrasında ise en önemli işlem triajdır (=seçim,yani hangi travmalı hastaya neyin yapılacağının, ilk başta hızlı bir biçimde planlanması). Triajın sürekli ve devamlı bir işlem olduğunu unutmayıp her aşamada uygulanması bu sorunun çözümünde önemli rol oynayabilir. Sağlı kuruluşları arasındaki iletişimin sağlanması da (112’ nin mesela sadece sağlık için değil, itfaye ve poliside kapsayacak bir yapıya dönüşümünü anlatmak istedik. Amerikada’ki 911 gibi….) etkin ve kesin tedavinin oluşmasında yararlıdır. İyi bir sağlık organizasyonun yanında, halkın eğitimi de (acil ilk yardım kursları) mortalite (ölüm) ve morbitide (hastalık) oranlarını azaltmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder