12 Aralık 2008 Cuma

Bel’de kayma

Lomber spondilolistezis, yani bel omurların (vertebraların) birbiri üstünde kaymasıdır.



Konjenitaldir. Burada meydana gelen bel kaymaları daha çok çocuk ve gençlerde (10-25) görülmektedir. En fazla kaymanın (derecesi bakımından ) görüldüğü gruptur. Tıp ta displastik tip olarak değerlendirilmektedir. Postür ve yürüyüş sıkıntıları belirgindir.

Genetik özelliği olan ve en sık görülen bel kayması tıp da istmik tip olarak adlandırılmaktadır. 25-35 yaş arasında daha çok gençler görülmektedir. Erkekler kadınlara göre daha sıktır. Yineleyen küçük travmalar ve kırıklar sonrası oluşabileceği belirtilmiştir. Küçük dereceli kaymalar ile karşımıza çıkmaktadır.



Halk arasında kireçlenme, kemik erimesi ve yaşlılık sonu oluştuğu ifade edilen bel kayması tipi dejeneratif tip olarak adlandırılmaktadır. Olaya çoğunlukla ciddi dar kanal durumu da eşlik etmektedir. Genellikle kadınlarda ve orta yaşı geçmişlerde görülmektedir. İleri derecede kaymalara sıklıkla bu grupta rastlanılmaz. Kilo vermek, korse, kemik erimesi tedavisinin en etkili olduğu kayma tipidir.



Bel ağrısı ile karşımıza gelen hastaların %5-15’inde herhangi bir derecede bel kayması bulunabilir. Ancak bu bel ağrısı bu kaymadan değil de bir bel fıtığı yada dar kanal nedenli de olabilir . Bu nedenle dikkatli bir inceleme gerekmektedir. Yinede bel kayamsı olan hastalarda en sık görülen yakınma bel ağrısıdır.



Şiddetli travmalar sonucu görülen travmatik bel kayması olarak adlandırılan bir grup daha vardır.



Bel kaymaları derece derece olarak ayrıştırılmaktadır. Birinci derece en hafif evredir. Hastalar çoğunlukla sadece bel ağrısından yakınmaktadırlar. İkinci evre de bel kayması daha da ilerlemiştir. Bel ağrısına ek olarak belde şekil ve duruş bozuklukları da ortaya çıkmaya başlamıştır. Kaymanın ilerlemesi ile üçüncü ve dördüncü evreye ulaşılır. Artık bu evrede olay daha ciddileşmiştir. Bel fıtığı bulguları, bacak ağrıları ve hatta idrar gaita kaçırma ile her iki bacakta güçsüzlük dahi oluşabilmektedir.



Görüntüleme yöntemleri olarak direkt grafi, bilgisayarlı tomografi ve magnetik rezonans en yaygın kullanılanlardır.



Tedavi de amaç bu bölgenin sabitlenmesi kaymanın engellenmesidir. Bu cerrahi olan ve olamayan iki yol vardır.



Cerrahi olmayan yöntem daha çok yakınmaları olmayan ya da az olan yada ileri derece de kaymanın olmadığı olgularda uygulanmaktadır. Kaymayı önlemek için hareket kısıtlamak esastır. Korse kullanımı bunun için bir yoldur. Hastanın kilo vermesi, egzersizler(bel ve karın kaslarını güçlendirmek amacı ile), ağrı kesici (analjezik ve non steroid antienflamatuvar ilaçlar) kullanması da buna yardımcı olmaktadır.



İlk yöntemde başarısız sonuç alınan hastalarda cerrahi yöntem uygulanmaktadır. Ayrıca ileri derecede kayması ve şiddetli yakınmaları olan hastalarda seçkin bir tedavi yöntemidir. Yine birinci ve ikinci derece kayması olan, hiçbir yakınması olmayan nörolojik defisit (kuvvet kaybı vs) gelişmişen hastalar cerrahiye adaydır.

Cerrahi teknik sadece kaymadan dolayı oluşmuş basıyı kaldırmaya yönelik olabildiği gibi, buna ilave olarak, malzeme kullanarak bölgeyi stabil hale getirmek şeklinde de olabilir. Birinci yöntem daha çok gençlerde ve ilerlememiş olgularda uygulanırken, ikinci yol daha ilerlemiş olgularda tercih edilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder